Ali Güreli İle Fuar Üzerine Bir Sohbet

Contemporary İstanbul Fuarı, fuarın kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ali Güreli’nin tabiri ile ‘çok seksi’ ve herkesin hoşuna giden bir sanat fuarı haline gelme hedefiyle, Istanbul’un dünyaca tanınan bir sanat piyasası olmasında şüphesiz çok önemli bir rol oynadı. Bu sayede önemli dünya sanat aktörleri İstanbul’a geldi ve gelmeye devam ediyor. Fuarın 9. senesi sebebiyle Sayın Ali Güreli ile bu girişimlerin nasıl başladığına ve bugün bulunduğu konuma dair samimi bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ali Güreli İle Fuar Üzerine Bir Sohbet

Ali Güreli’nin sanatla ilişkisi nasıl başladı?

Sanatla olan ilişkim sanat otelinden önce eğitim yıllarıma dayanıyor; ODTÜ’de işletme okudum, sonra da yüksek lisans yapmak icin Paris’e gittim. Paris cazibesi master’ın önüne geçti, çünkü orada çok hızlıca ve tesadüfen çok zengin bir sanat ortamının içine girdim. Önce aralarında Avni Arbaş, Utku Varlık, Abidin Dino gibi sanatçıların da olduğu, Paris’te yaşayan Türk sanatçıların hepsiyle tanışma fırsatım oldu. Mübin Orhon, Komet, Mehmet Nazım ve Selim Bıçakçı ile aynı binada yaşadım 2 yıl boyunca. Mübin vefat etti ama diğerleriyle hâlâ görüşüyorum.

Birkaç kere o zaman Amerika’da bulunan Mehmet Güleryüz geldi gitti Paris’e, onunla da ağabey kardeş gibi olduk. Sonra 1940 ile 1970 seneleri arasında Paris’te yaşayan ve hâlâ yaşamaya devam eden Türklerin dışında, bütün galerilerin olduğu bölgelerde ve bütün bu etkinliklerin içinde yer almak değerli bir deneyimdi. Bu sayede, birçok sanatçı, birçok galerici tanıdım.

Centre Pompidou o yıllarda yeni yapılmıştı ve ilgi noktasıydı. Oradaki bütün sergilere gidiyorduk. Zaten oraya gitmek başlı başına özel bir durumdu. Üç arkadaştık, üçümüz de sanattan çok ciddi etkilendik, mesela bu grupta yer alan Güllü Aybar, o dönemin en önemli galerilerinden Urart’ın direktörü oldu. O zamanın en önemli sanatçılarını öne çıkarttı, çok önemli sergiler yaptı. Keşke devam etseydi.

Ondan sonra diğer arkadaşımız Faruk Sade Ankara’da Siyah Beyaz’ı açtı. Bu galeri Ankara’nın zorluklarına rağmen, Türkiye’nin çok önemli bir galerisi oldu. Bu sene de 30. yılını kutladı, hatta fuarda da 30. yıl kitabı sunulacak.
İşte sanata olan ilgim böyle başlamış oldu.

Sanat Oteli, Fuarı; sanat ile bu serüveniniz nasıl başladı?

İlk olarak otel fikri ortaya çıktı. Önce nasıl bir otel olması gerektiğini, servisi ve ürünüyle diğerlerinden nasıl ayrışması gerektiğini düşündük. Sanat Oteli olacağı için hedefi bütün sanat dünyasının da ilgililerini buraya çekmek olacaktı. Ülkede de benzeri olmadığı için bu fikri benimsedik ve devam ediyoruz.

Full article: http://www.artfulliving.com.tr/sanat/ali-gureli-ile-fuar-uzerine-bir-sohbet-i-1295